Cuma, Haziran 15

Gol kralı Parker, Şampiyon Spurs

Sitemiz bir milyonuncu ziyaretçisine doğru hızla ilerlerken, sezonun sonuna vardık ve oyun kurallarının bir parçası haline geldiği üzere spurs'ün şampiyonluğunu, fener alayı ve 21 pare top atışı eşliğinde kutladık.

Aslında final serisi hakkında konuşulması gereken çok fazla konu olduğunu düşünmüyorum. Finaller öncesinde, genç irisi, omzuyla çivi çakma kapasitesine sahip Lebron Toraman'ın, Detroit'i elemesiyle zaten gazım kaçmıştı. Çünkü doğuda, Spurs'e karşı gelebilecek tek takımın, Detroit Motorgücü olduğunu düşünüyodum. Zira doğu şampiyonu olarak kendilerinden bekleneni ve istediklerini fazlasıyla başarmış Cavs oyuncuları, finallerde yeterli konsantrasyonu ve direnci sağlayamayınca süpürülmekten kurtulamadılar. Aslında çok da umurlarında olmadığı hal ve gidişatlarından belliydi.

Maçlar genel olarak orta saha mücadelesi şeklinde ve gol atan kazanır prensibine uygun olarak geçti. Alan daraltan savunmalar ve kollektif oyun, seriye hakimdi. Hele spurs'ün 3. maçı 75 atarak kazanması gözlerimi yaşarttı (gerçek anlamda). Bu noktada, hızını ve çevikliğini abisi Peter'dan aldığı belli olan Tony Parker'a ayrı bir paragraf açmak isterim.

Açtım da... %57 ile 24.5 ortalamayla oynayarak (macların 75-85 civarında geçtigini düşünüldüğünde) MVP seçilen ilk Avrupalı olan Parker'ın kişisel gelişimi hakikaten çok etkileyici. Sanırım takımın birinci gardı olarak oynadığı 2004 playoff larında dağılan ve çok eleştirilen Parker (ki yanlış hatırlamıyorsam o yaz Spurs'ün Kidd'i takas etmesi gündeme gelmişti ama takımın Parker'a yatırım yapmaya karar vermesiyle takas yatmıştı) sürekli kendini geliştirdi ve önce Eva'yı sonra da mvp ödülünü kucağına yerleştirdi.İnşallah şutunu da geliştirmez de daha da can sıkıcı bi hal almaz, demeden edemiyorum.
Playoff lardaki en büyük katkısı da Phx serisinin 3. maçının son dakikalarında, istemeden de olsa, bize basketbolu tekrar sevdiren insan Nash'in beyninin pekmezini akıtması oldu. İki gözü önüne akmış halde oynamaya çalışan kahramanımıza kızılay ekipleri izin vermeyince, serinin önemli maçını Spurs kazandı ve aslında playofflar o seriyle bitti.


Cavs cephesinden bakınca ise yalnızca 3. maçı kazanmaya yaklaştıklarını, onu da ytong ustası kıvamında yumuşak bileklere sahip çamur insan Varejao yüzünden kaybettiklerini görüyoruz. Normal sezonu 5. sırada bitirmekten son maçta kurtulan bi takım için çok bile diye düşünüyorum. Önümüzdeki sene için Rashard Lewis takası gündemde, ki takıma mutlaka özellikle de ön libero mevkiine takviye yapılmalı, yoksa ilerleyen yıllarda Lebron un katil ya da fıtık olduğunu görmek sürpriz olmayacak.

Bu arada aldığım bilgilere göre Canaydın, Ginobili ile anlaşmaya varmış, bonservis bedelini düşürmeye çalışıyomuş. Ginobili olmazsa, Hırvat ikinci liginden en az onun kadar kaliteli bi yabancı getircekmiş. Garnet de beni alın diye menajeri aracılığıyla haber göndermiş. Transfer borsasından haberlerim devam edecek...

İlerleyen günlerde wnba ve survivor aslanlar-kanaryalar mücadeleleriyle ilgili yazılarım sitemizde olacak... promosyon olarak da sitemizin bir milyonuncu ziyaretçisine, spürs oyuncuları tarafından bacak arası yapılmasını taahhüt ediyorum. tıklamaya devam edin.

esen kalın...

Hiç yorum yok: